Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki “Yol, bir medeniyettir. Bunu unutmayalım. Şayet sizin yolunuz yoksa ticaret gelişmez, turist gelmez. Ürettiğiniz malı satamazsınız. 6 bin kilometre civarında olan Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan çift yol, 29 bin kilometreye ulaştı. Nihayetinde 50 kilometre olan tünel uzunluğu vardı. Şu anda her yere o tünellerle ulaşabiliyoruz. 711 kilometreye çıktı” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, çeşitli ziyaretler için geldiği Kayseri’de, ‘Yahyalı Belediyesi Asfalt Üretim Tesisi’ açılış merasimine katıldı. Burada konuşan Özhaseki, “Yol, bir medeniyettir. Bunu unutmayalım. Şayet sizin yolunuz yoksa ticaret gelişmez, turist gelmez. Ürettiğiniz malı satamazsınız. Komşu kentlere bile gidemezsiniz. Şayet yollarınız varsa, o yollar da düzgünse seyahat çok keyifli hale gelir. Üreten, ürettiğini satar. Beşerler, diğer kentlere de sarfiyat. Herkes, turizmden istifa etmek için diğer kentlere masraf. Orada hareket başlar. Düşünün, Türkiye’nin 254 milyar ihracatı var. Şayet bu yollar olmasa, Kayseri Organize Endüstri’de üretilecek bir malı, İstanbul’a, Mersin’deki limanlara nasıl götüreceksiniz? Mecburen herkes İstanbul’u tercih edecek? Vaktinde bu türlü olduğu için planlamada da yanlışlıkların olduğunu hepimiz de gördük. 6 bin kilometre civarında olan Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan çift yol, 29 bin kilometreye ulaştı. Nihayetinde 50 kilometre olan tünel uzunluğu vardı. Şu anda her yere o tüneller ile ulaşabiliyoruz. 711 kilometreye çıktı” diye konuştu.
Cennet üzere bir vatanda yaşadıklarını lakin 2 tane dezavantajlarının bulunduğunu aktaran Özhaseki, “Birisi, fitne örgütleri. Bir türlü bitmek bilmez. Yerin altındadırlar. Bu dışarıdan dayanaklıdır. Bugün İsrail’in zulmüne göz yumanlar tarafından desteklenir. İsterler ki o fitne odakları bu ülkenin başına çorap örsün. Bu ülkeyi bölsün, parçalasın, kardeş kanı dökülsün. Bu işleri de yüzsüzce yaparlar. Sayın Cumhurbaşkanımız, her toplantıda riyakarlıklarını yüzlerine vurur. Lakin utanma duygusu olmadığı için ‘yok’ diyerek, kıvırarak o fitne odaklarını desteklemeye devam ederler. Yapılacak tek şey; bunların canına okumak. Bunların hepsinin, geçtiğimiz birkaç yıl içinde canına okuduk. Toprağa gömüldüler, bir daha da çıkamayacaklar. Vaktinde PKK’nın şımarmışlığını bir düşünün. Devlet kurmaya kadar kalkmışlardı. Paçavralarını bayrak diye çekerek, ‘öz idare ilan ettik’ nutukları atıyorlardı. Unutmadık değil mi bunları? Bağımsız yaşamaya, bayrağımızın dalgalandığı bu ülkede 5 vakit ezanlarımızın okunduğu bir ortamda daima birlikte yaşamaya devam edeceğiz. Onlar üzere Amerika tarafından beslenmiş, Avrupa Birliği tarafından desteklenen kümelerin, yapılarının da sonunun hüsran olduğunu onların da anlaması lazım. Allah uyandırsın diye de dua ediyoruz” dedi.
Deprem konusuna değinen Özhaseki, “Bir dezavantajda yerin altında, depremsellik. Ne yazık ki üzülerek söylüyorum. Bu ülke, Himalayalar’dan başlayarak Alpler’e hakikat giden çizgi üzerinde en riskli 5 ülkeden birisi. Topraklarımızın yüzde 66’sı, nüfusumuzun da yüzde 71’i bu zelzele bölgelerinde yaşıyor. Bu türlü bir ülkede yüzyıllar boyunca ana sınırlar oluşmuş. Kırıkların nerelerde oluştuğu belirli. Kuzey Anadolu Fay Çizgisi var. Karadeniz’in altından Marmara’ya yanlışsız devam ediyor. Yeniden Van Gölü civarında başlayıp, Akdeniz’e hakikat uzanan Doğu Anadolu Fay Sınırı var. Bir de Ege Bölgesi var. Emin olun; yüzyıllar boyunca birebir çizgiler hareketli. Bunun dışında da üçüncü ve dördüncü derecede kırıkların orta ara hareketlendiği oluyor. Lakin en şiddetli sarsıntılar burada oluyor. Bize düşen nedir? Tabiat ile savaşmanın kimseye bir manası yok. Tabiata efelenemezsiniz ve baş tutamazsınız. Onu anlayıp, ona uygun hareket ederseniz; en doğrusunu yapmış olursunuz” diye konuştu.
1999 sarsıntısı mevzuatının biraz değiştirildiğini aktaran Özhaseki, “Geçtiğimiz günlerde biraz daha mevzuat üzerinde çalışarak kentsel dönüşümle ilgili yeni yasalar da getirdik. O günden bu tarafa kadar mevzuata uygun olan yapıları, sarsıntıya sağlam olduğunu hepimiz söyleyebiliriz. Ancak 2000’den öncesi yapılmış olanların ise bir sefer daha gözden geçmesi icap ediyor. Bu türlü bir felaketi doğrusu, Kahramanmaraş merkezli sarsıntıda yaşadık. 9 saat ortayla 2 tane zelzele. En büyük sorun da 2 zelzelenin neredeyse 3 dakikaya yakın bir vakit dilimi içerisinde durmadan sarsmasıydı. Bundan 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan hasar gördü. Ziyan gören konut sayısı, 680 bin. 170 bin civarında da iş yerlerimiz, tek katlı depolarımız ve ahırlarımız yıkıldı” dedi.
Meclis’te yaşanan tartışmayı lisana getiren Özhaseki, “Geçenlerde Meclis’te konuşurken dedim ki, ‘evet oraya herkes geldi. 86 milyon insan, konutunda rahat edemedi. Çayını ve çorbasını rahat içemedi. Çocuklar, kumbaralarındaki paraları gönderdi. Haccını erteleyen beşerler biliyoruz. O biriktirdiği parayı sarsıntı bölgesine gönderip, ‘inşallah daha sonra haccımı yaparım’ diyen beşerler biliyoruz. Bu türlü büyük bir milletin emin olun ferdi olmak; bizim için bir onurdur. Fakat bir de sarsıntı turistleri var. Belediye liderlerinden milyonlarca nüfusu olanlar ve her gün etrafında gazeteciler ile hava atıp gezenler, sarsıntı bölgelerine özel jetlerle geldiler. Biraz dolaştılar. Sonra selfieler çektirdiler ve bırakıp gittiler’ dedim ve ortalık karıştı. ‘Ya niçin üstünüze alınıyorsunuz, niçin hopluyorsunuz? Kime söylediğimi açık ilan ettim mi? Etmedim lakin siz yerinizde duramıyorsunuz. Sizin belediyeleriniz olduğu muhakkak oldu’ dedim. Sonra onlara ‘Vicdanen rahat mısınız’ dedim. Vicdanen rahat olamazlar arkadaşlar” diye konuştu.
Özhaseki, şöyle devam etti: “O günlerden bu tarafa gerçek orada 200 binden fazla inşaatın ve konutun temellerini attık, işler yükseldi. Bu ayın sonunda 40 bini hazır. Her ay 30 bin, 40 bin, 50 bin meskenleri teslim edeceğiz. Sonra sarsıntı şurasını topladık, ‘köy konutlarımızın tamamını çelikten yapalım’ dediler. Çelik meskenler yapmaya başlıyoruz. Tek katlı meskenleri artık çelikten yapıyoruz. Ortada taş yünü olan, yalıtımı sağlanmış, dışında ona uygun biçimde materyal, içinde tekrar alçı pandan materyallerin olduğu, 100 bin civarında çelikten meskenler yapıyoruz. Vatandaşımıza da ‘eğer bu konutlarınızı yerinizde yapmak isterseniz, size takviye vereceğiz’ dedik. Şu anda 100 metrekarenin çıplak maliyeti 1,5 milyon lira. Size ‘1,5 milyon lira vereceğiz, siz konutunuzu yapmaya başlayın’ dedik. 750’si hibe, 750’si de 2 sene ödemesiz, 10 sene vadeli lakin faizsiz ki ücretsiz demek. Artık neredeyse 245 bin vatandaşımız da ‘biz bu yerinde dönüşüm yapacağız’ dediler ve müracaat ettiler. Kentlerin merkezlerini, meydanları ve ana caddeleri bakanlık olarak yapmaya da devam ediyoruz.”
