Besinlerin belli bir raf ömrü bulunur ve bu raf ömrü süreklilik arz etmez. İster dondurucuda olsun ister saklama kabında, vakit aşımına uğrayan her besin eninde sonunda bozulacaktır. Pekala, dondurulmuş besinler ziyanlı mı?
Mevsimsel değişiklikler, birçok kişinin sofralarında çeşitlilik sağlamak ismine evvelki dönemin eserlerini derin dondurucularda saklamasına neden oluyor. Lakin uzmanlar, dondurulmuş besinlerin bile muhakkak bir son tüketim müddetine sahip olduğunu ve yanlış saklama metotlarının besin pahasını düşürebileceğini vurguluyor.
DONDURULMUŞ BESİNLERİN ZARARLARI
Günlük beslenme alışkanlıklarını belirleyen değerli faktörlerden biri, besinlerin hasat öncesi şartlardan sofraya gelene kadar olan saklama sürecidir. Bu sürecin hakikat yönetilmesi, hem sıhhat hem de besin kıymetleri açısından kritik bir rol oynar. Türkiye’de birçok kişi, taze aldıkları zerzevat ve etleri ilerleyen periyotlarda tüketmek üzere dondurarak saklıyor. Kimileri ise besinin tipine nazaran kurutma, sirkeleme yahut çeşitli özel solüsyonlar içinde koruma etmeyi tercih ediyor.
Uzmanlar, besinlerin saklanması konusunda yapılan yanılgılara dikkat çekiyor. Soğuk saklamanın genel bir tahlil olduğunu belirtirken, her besinin bu tekniğe uygun olmadığını vurguluyorlar. Buzdolabını tıka basa doldurmanın hakikat olmadığını, hava sirkülasyonunun sağlanması için boşluk bırakılması gerektiğini tabir ediyorlar.
HER BESİNİN BİR RAF ÖMRÜ VAR!
Dondurularak saklanan besinlerin raf ömrünün daima devam ediyormuş üzere algılanmasının kusurlu olduğuna dikkat çekiliyor. Her besinin dondurma ve kullanma müddetinin kendine mahsus olduğu ve dondurulan besinin bozulma sürecinin yavaşladığı fakat sonsuza kadar taze kalmadığı vurgulanıyor. Etiketleme ve tarih belirtme konusundaki kıymet de vurgulanarak, dondurulan besinlerin uygun formda çözülmeleri gerektiği, tekrar dondurulmamalarının değerine değiniliyor.
Gıdaların çözülmeleri sırasında uygun tedbirlerin alınması gerektiği, buzdolabının tercih edilmesi, uygun porsiyonlara ayrılması ve sızdırmaz kaplarda saklanması gerektiği üzerinde duruluyor. Çözdürülen besinlerin tazeliğini korumak ismine dikkat edilmesi gereken noktalar ve bu süreçte ortaya çıkabilecek sıhhat riskleri de vurgulanarak, bu bahiste şuurlu davranmanın değeri vurgulanıyor.
DONDURULMUŞ BESİN TÜKETMEYE DEVAM EDERSENİZ…
Kalp Hastalığı Riski: Dondurulmuş besinler, içerdikleri trans yağlar nedeniyle kalp sıhhatini olumsuz etkileyebilir. Trans yağ tüketimi, tıkalı arterlere katkıda bulunarak kalp hastalığı riskini artırabilir.
Yüksek Tansiyon Tehlikesi: Dondurulmuş besinlerde sıklıkla bulunan tuz ve şeker ekleri, kan basıncını artırarak hipertansiyon riskini tetikleyebilir.
Diyabet Gelişimi: Dondurulmuş besinlerin tazeliğini korumak maksadıyla kullanılan nişasta, diyabet oluşumuna katkıda bulunabilir.
Kanser Riski: Bilhassa donmuş etlerin pankreas kanserine yol açabileceği belirtilmektedir. Uzmanlar, etin dondurulmasıyla birtakım kıymetlerinin kaybolduğunu ve bu nedenle dikkatli tüketilmesi gerektiğini savunmaktadır. Mümkünse, donmuş etlerin tüketiminden kaçınılmalıdır.
Besin Bedellerindeki Azalma: Dondurulma süreci, birçok besinin bedellerinde azalmaya neden olabilir. Bilhassa dayanıksız vitaminlerden folat ve C vitamini, dondurma süreci sonrasında azalma gösterebilir.
Bu nedenlerle, dondurulmuş besinleri tüketirken dikkatli olunması ve mümkünse istikrarlı bir beslenme programı içinde yer vermeye ihtimam gösterilmesi kıymetlidir. Besin etiketlerinin dikkatlice incelenmesi ve sağlıklı alternatiflerin tercih edilmesi, bu potansiyel riskleri azaltabilir.
